3 Eylül 2010 Cuma

ey peri...
















bendeki aşk yahut tutku. fark etmiyor kelime anlamıyla. yokluğunda her gün ve her gece ayrı ızdırap ve bu ızdıraplar gün be gün farklı birbirinden. bir kez olsun sesini duysam
diyorum ama çıkabilme ihtimalin bile olan her yolda istikametimi değiştiriyorum. gidiyorum inatla otobüs bileti alıyorum ve biniyorum hemen. çünkü sevmezdin sen sıkış -tıkış otobüsleri. son durağa kadar otobüsten inmiyorum. buna rağmen görememekten yakınıyorum. bendeki aşk yahut tutku. telaffuz ediyorum adını ve titriyor her hücrem.
şarabıma eşlik et diyorum, tenimin sızısı kalbimin sızısına karışırken... al tenimi benimse. benimse senin olsun, özümse diyorum... yoksun ki... sonradan fark ediyorum.
bendeki aşk yahut tutku. pek de önem arz etmiyor kelimeler. fark etmiyor aklımda 'sen' varsa. ve sen hep vardın aslında.

şarabım ol ey peri..
bilâ kayd-ü şart hakimiyetine al beni...

3 yorum:

éLLa Çiça dedi ki...

son romantik.. türün tukenmekte.

merakımdan dedi ki...

sözverdiğimiz yerde buluştuk
sözverdiğimiz zamanda değil.
ben yirmi yıl erken gelip bekledim
sen geldin yirmi yıl geç
ben seni beklemekten yaşlıyım
sense beklettiğin için genç

=))

kanilski dedi ki...

çok iç acıtıcı azizim... ben yaşamadım böle bi şey, ama yine de acıttı:) sonu biraz hukuk kokuyor...